23 Ocak 2012 Pazartesi

Afrika Futbol Şöleni

Efenm Afrika Uluslar Kupası başladı... Hayırlı olsun... 

Ama maçlar sönük... Ev sahipleri Gabon ve Ekvador Ginesi.. çok bi havası yok gibi kupanın...

Neyse ilk önemli maç Fas-Tunus arasındaydı. İstatistikler ve maç skoru şöyle:

Topa sahip olma: Fas 63-37 Tunus 
Gol denemeleri: Fas 12-7 Tunus 
Kornerler: Fas 12-2 Tunus 

SKOR: Fas 1-2 Tunus

Fas'ı Eric Gerets çalıştırıyor ve Galatasaray'daki gibi takım çok dağınık. Top hep onlarda ama bi türlü organize olamıyorlar. Ayrıca Fas'te herkes çok bencil.. 5 tane Amrabat oynuyo diyim.. öyle.. 

Yalnız Tunus'un 2. golü tam seyirlikti:


21 Ocak 2012 Cumartesi

Tatsız Bonfile

Taksim'deki Porta Pera'ya gittik..Bistecca al pepe yedim. "Patates püresi üzerine dilimlenmiş biberli bonfile, domates sos ile."

Orta az pişsin dedim. Orta pişmiş. Saman gibi bişeydi. Bonfile nasıl bu kadar tatsız tuzsuz olur anlamıyorum. Zaten tuz da koymamışlar pişirirken, bi dolu tuz atmak zorunda kaldım.

İnsanoğlunun samandan et üretebilecek teknoloji seviyesine gelmesi gerçekten gurur verici.

Patates püresi kabuğuyla ve elde yapılmış, patatesler iri kalmış; o güzeldi.

Bir sonraki "mekan güzel, servis süper, yemekler saman" programımızda görüşmek üzere...

12 Ocak 2012 Perşembe

Emrah Koş! Ekmeğini Elliyorlar

Cem: C
Karadenizli fırıncı: K

C: Ne o tabelalar değişmiş. Zam mı geldi?
K: Zam gelmedi de gramaj değişti.
C: Amanın ekmek küçülmüş!

Solda yeni ekmek. Sağdaki ise sandviç ekmeği. Eh  neredeyse kafa kafaya geldiler
Ekmeğe de dokundular iyi mi.. Bundan sonra ekmek 300 gram değil 250 gram olarak satışa sunulacak. Ayrıca bir miktar kepekli un koyma zorunluluğu getirildi. Tuz oranı da nasibini aldı. Daha düşük oran kullanılmak zorunda.

Zaten bir süredir ekmek kalitesi yerlerde sürünüyordu. Sıcacık ekmek bile kokmuyordu. Hatta acaba önceden hazırlayıp sonradan mikrodalga fırına mı sürüyorlar diye merak etmeye başlamıştım. Yakında onu da yaparlar. Seven öküzler de olur. "Ben seviyorum hacı" derler.

Kepek ekmeği sağlıklıymış efendim, herkesin dilinde bu var. Zaten toplum olarak sağlığımız çok iyi; şeker, tansiyon, kalp gibi hastalıklar çok nadir görülüyor biliyorsunuz. Şişmanlık ve obezlik ise bazı dağlık bölgeler hariç yok gibi. O derece sağlığımıza dikkat eden bi toplumuz yanlış olmasın..

11 Ocak 2012 Çarşamba

Ülkedeki Dil Eğitimi Bir Başka (2)

Zorunlu eğitimin uzatılması ve akıllı tahta gibi şeyler gündemi meşgul ede dursun gün geçmiyor ki yabancı dil eğitiminin seviyesi hakkında yeni bir olay yaşamayalım.

T: Turist
C: Cem

T: Excuse me .. Is this Fatih Mosque?? (Baksana yiğenim.. Fatih Camii şerifi bu mu oluyo?)
C: Sure.. Yeah..(He dayı)
T: Where is its entrance? (Buranın girişi nerde kalıyo?)
C: You can go from that side or keep walking and turn left over there.(Dayı şurdan da girebilirsin ya da düz devam et sola dön)
T: Ah okay thank you ... Where are you from? (Saol Allah razı olsun.. Memleket nire?)
C: I'm from here.. Istanbul .. (Yerlisiyim buranın dayı.. İstanbul)
T: Oh? But you speak English? (Eee sen İngilizce biliyon ama..)
C: !%!&&!%%&?! ... (ülkedeki yabancı dil eğitiminin taa .. )

İtalya'da yaşayan bi İrlandalıymış ..

7 Ocak 2012 Cumartesi

Sağlıklı Sığlık

Bizim millet kafayı yedi.

Gıdaların sağlıklı ve lezzetli olmaları arasındaki bağ kayboldu.

Yemeğe tuz koyuyorum. Ordan atlıyor: “Aman tuz koyma zararlı bla bla”.. Ulan yemeğin tuzunu koyuyorum.. noluyo!?

İskender’e tereyağ koyduruyorum. Ordan atlıyor: "Tereyaaa zararlıııı".. Ulan senin iskenderindeki dandik patates kızartması kim bilir ne yağında pişiyor. Ona niye bir laf etmiyorsun?

“Benimki yağsız olsuuun” deyip patates kızartması yiyenler, “kuzu eti kokuyor“ diyip ot gibi dana eti (ya da mamülü)ne ketçap sıkanlar; sakatat yemeyip GDO’lu mısırı hapur hupur yiyenler hep benim etrafımda mı, yoksa çoğaldı mı?

Sen ye yavrum mısırını ye, onun vitamini GDO’sunda..

O zaman McDonalds ve Burger Kingleri mühürlemek hatta havaya uçurmak lazım. Ama şu topraklarda tereyağı ve kuzu etine edilen küfür bu burgercilere edilmemiştir anacım.

Yanlış anlaşılmasın; sağlıklı yaşama ve diyet yapmaya karşı değilim. Benim diyet yapan arkadaşlarım da var ve hiçbir sorunumuz yok. Ama kıt bilginle neyin sağlıklı ve neyin lezzetli olduğunu ayıramazsan hem sağlıksız hem de ot gibi yaşarsın arkadaşım.

LezzetXSağlık dikotomisinde benim tercihim lezzettir. Ama kızartmada sınırım vardır. Margarin katiyen tüketmem. Şekerli şeyler de sevmem; çay da zaten içmem. Buna karşın tereyağıma dokundurtmam.

Tabi son olarak “yemek için yaşamayın, yaşamak için yiyin” diyenlere de buradan en içten sevgilerimi gönderiyorum.