Sezuan’ın İyi İnsanı Bertolt Brecht’in dünyaya bakışını net
bir biçimde ortaya koyduğu eseri.
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sergilediği 3 saatlik oyun,
başrol Zeynep Ekin Öner’in başarılı performansı ile hayat bulmuş.
Özetle eser şu fikir üzerine inşa edilmiş: “Kapitalist
düzende iyi insan olmak mümkün değildir.”
Zira sistemin çarkları arasında yaşayabilmek için kötü insan
tanımları içine girecek davranışlara girmek kaçınılmazdır. Bundan dolayı iyi
insan gibi gözükenler aslında “çalıp çırpan ancak bunun bir kısmını dağıtan
insan” benzeri bir modelle betimleniyor.
Doğrudan bir sistem eleştirisi Brecht gibi inançlı bir
sosyalist için şaşırtıcı değil. Zaten oyunun tek eksiği de bu. Şaşırtıcı
olmaması. Sosyalist konsept dışından bakan insanlar için “kapitalizm kötüdür” fikri
bu bağlamda çok da ikna edici olmuyor.
İnsan doğasının sorgulandığı bölümler çok zihin açıcı.
İnsanın (belki de hepimizin sahip olduğu)iki yüzü arasındaki fark arasındaki
uçurum dehşet verici bir boyut kazanabiliyor.
Brecht’in Danimarka’da ikamet ederken yazdığı eseri
izledikten sonra acaba 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yazılsaydı içerik ne kadar
farklılaşırdı diye düşünmeden edemedim.